I- KREDİ VE FİNANSMAN ŞARTLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ:
Son birkaç yılda, ekonomik krizlerinde etkisiyle en çok geri ödemelerinde sorun yaşayan esnaf ve sanatkarların, bankalar nezdinde bozulan mali sicilleri nedeniyle kredi alamamaları mali açıdan sıkıntı yaşamalarına neden olmaktadır. Bu nedenle kredi ve finansman şartlarının iyileştirilmesi esnaf ve sanatkarlarımız açısından büyük önem arz etmektedir.
Alınması gereken tedbirler;
1.1 Halk Bankası tarafından esnaf ve sanatkârlara kullandırılan krediye erişim arttırılacak ve kredinin şartları iyileştirilecektir:
T.Halk Bankasınca Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri aracılığı ile esnaf ve sanatkarlara kullandırılan kredilere ilişkin olumlu gelişmelerle faiz oranı % 6,5’a kadar düşürülmüştür. Kullandırılan kredi miktarı da yaklaşık 5,4 milyar TL’ye yükselmiştir. Ancak ülkemizdeki işletmelerin büyük bir çoğunluğunu esnaf sanatkarlarımızın oluşturduğu düşünüldüğünde, kredi kullanan esnaf ve sanatkar sayısının daha da arttırılması ve bu amaca yönelik olarak esnaf ve sanatkarın mevcut finansman durumlarının iyi irdelenmesi, finansman sorunlarının temeline inilerek doğru ve daha rasyonel çözümlere gidilmesi gerekmektedir.
Bu amaçla;
1) Krediler çeşitlendirilmesi gerekmektedir.
Çiftçi kesimine tarım kredi kooperatifleri aracılığı ile kullandırılan kredilerde farklı oranlar verilen kredilerin esnaf ve sanatkar kredi desteklerinde de uygulanması yararlı olacaktır.
- Esnaf–sanatkarların iş hacimlerini genişletmeleri, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmeleri amacıyla “Yenileme Kredisi”,
- Ekonomik yönden geliştirilmesine ihtiyaç duyulan meslek dallarında yenilikçi uygulamaları ve AR-GE faaliyetlerini teşvik etmek amacıyla düşük faizli kredi paketleri,
- Bölgesel gelişmeye katkı sağlamak üzere bölgesel kredi paketleri,
- Sektörel açıdan özellikle yan sanayi olarak faaliyet gösteren meslek gruplarında sektörel kredi paketleri,
- Marka tescili, patent ve tasarım konularında esnaf ve sanatkarları yönlendirmek amacıyla danışmanlık ve sistem kurma desteği sağlayan kredi programları,
- Yeni işyeri açacak olan esnaf sanatkarlara yönelik “İşyeri Açma Kredisi”
uygulamaya konulmalıdır. Böylelikle esnaf ve sanatkar kesimi kredi kullanımı konusunda doğru alanlara yönlendirilebilecek ve verilen kredi desteği amacına ulaşmış olacaktır. 2) Bu kredilerin özelliklerine göre;
· İlk 1 yıl ödemesiz olmalı,
· % 0’dan başlayan değişken faizler uygulanmalı,
· Vadeler uzatılmalıdır.
3) Kredi kullanımında alınan komisyon ve masraflar azaltılarak krediler daha uygun koşullara getirilmelidir.
4) Esnaf ve sanatkarlarımız, talep daralmasının yarattığı olumsuzlukları aşabilmek için krediye ihtiyaç duyan esnaf ve sanatkarların karşısına önemli bir sorun çıkmaktadır. 2001 yılından bu yana kredi borcu ya da çek ve senetleri nedeniyle bankalar ile ihtilafa düşen çok sayıda esnaf ve sanatkâr kredi kullanmakta sorun yaşamaktadır. 2003 yılında bankacılıkta kara liste olarak adlandırılan olumsuz mali sicilin silinmesine ilişkin yasal düzenleme bankalar tarafından uygulanmamıştır.
5) Esnaf ve sanatkarlarımızın kredi temininde önündeki en önemli engellerden biri bankaların istediği yeterlilikte teminat gösterememektir. Bankaların kredi verirken istediği teminat, özellikle mikro ölçekli esnaf ve sanatkar işletmeleri açısından çoğu kez yerine getirilemeyecek kadar ağır olmaktadır.
1.2 KOSGEB desteklerinden esnaf ve sanatkârların etkin bir şekilde yararlanması sağlanacaktır: Son 2 yılda esnaf açısından olumlu olarak değerlendirilebilecek olan bir destek uygulaması KOSGEB destek programlarıdır. Özellikle KOSGEB’in hizmet sektörünü kapsam içine alması olumlu bulunmaktadır. KOSGEB 2008 yılında 3, 2009 yılında 3 program ile esnafa kredi faiz desteği sağlamıştır. KOSGEB Desteklerinden esnaf ve sanatkarlarımızın daha etkin yararlanabilmesinin sağlamak için önerilerimiz aşağıda sıralanmaktadır:1) KOSGEB desteklerinden esnaf ve sanatkarların etkin şekilde yararlanabilmesi için öncelikle vergi ve sosyal güvenlik prim borçlarında yapılandırılmaya gidilmelidir. 2) KOSGEB desteklerine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı sonucunda hizmet sektöründe faaliyet gösteren ve KOSGEB desteklerinden yararlanamayan esnaflarımızın da KOSGEB desteklerinden yararlanabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
3) KOSGEB desteklerinden yararlanmak için başvuru prosedürü basitleştirilmedir.
4) KOSGEB merkezleri arasında destek programı başvuru aşamasında farklı uygulamalar yapılabilmektedir. Uygulamada standardizasyonun sağlanabilmesi açısından destek programları ile ilgili uygulamalar hakkında merkezler ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir.
5) KOSGEB desteklerinin esnaf ve sanatkarlara zamanında ve yeterli düzeyde duyurulabilmesi için esnaf ve sanatkar meslek kuruluşları ile KOSGEB arasında daha etkin ve sıkı bir işbirliği ortamı sağlanmalıdır. Özellikle yerel düzeyde yapılacak bilgilendirme toplantıları ile karşılıklı görüş alışverişi ile organize edilmelidir.
II- VERGİ, İSTİHDAM VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİN AZALTILMASI.
Esnaf ve sanatkarlarımız açısından vergi ve istihdam yükleri giderek ağırlaşmaktadır.
2.1 Geleneksel, kültürel ve sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kolları desteklenecektir: Teknolojideki gelişmelerin etkisiyle bakırcılık, oymacılık, kakmacılık, sedefçilik ve benzeri geleneksel ve kültürel değerlerimizin yansıtıldığı bazı meslek kolları yok olmaya yüz tutmuştur. Gelir Vergisi Kanununa bir madde eklenerek, geleneksel, kültürel ve sanatsal değeri olan meslek kollarının devamının sağlanabilmesi için bu meslekleri icra eden esnaf ve sanatkârların, yalnızca bu meslekleri nedeniyle elde ettikleri gelirlerin gelir vergisinden istisna tutulması sağlanmalıdır.
2.2 “Esnaf vergi muafiyeti belgesi” uygulaması getirilecektir: Esnaf muaflığı belgesi uygulaması, daha önce 4369 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa girmiştir. Ancak, belediyeler tarafından verilen esnaf muaflığı belgesi, uygulamada bazı sorunlara neden olmuş ve 4444 sayılı Kanunun 14/A-1 maddesiyle 14.8.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış ve bu kez esnaf muaflığından yararlanan esnaf ve sanatkarların, hiçbir kurum ve kuruluşa kayıtlı olmadan faaliyette bulunmalarının önü açılmış ve tamamen kayıt dışı yapılan faaliyetlerin takibi ve kontrolü imkansızlaşmıştır.
2.3 Basit usulden gerçek usule geçen esnaf ve sanatkârların şartlar oluştuğunda basit usulde vergilendirilmelerine imkân sağlanacaktır: Bilindiği üzere, Gelir Vergisi Kanununun 47’nci ve 48’inci maddelerindeki şartları topluca taşıyanlar basit usulde vergiye tabi olarak ticari faaliyetlerini sürdürebilmektedirler. Bununla beraber, aynı Kanunun 46’ncı maddesinin 5’inci fıkrasında yer alan düzenleme nedeniyle herhangi bir nedenle gerçek usulde vergilendirilenlerin, bir daha hiçbir şekilde basit usule dönmelerine imkan bulunmamaktadır. Ayrıca, bu kişilerin aynı türden iş yapan eş ve çocukları da basit usulden yararlanamamaktadırlar. Bu durum, aynı şartlarda faaliyette bulunanların farklı vergilendirme esaslarına tabi olmalarına ve bu nedenle de kendi aralarında bir haksız rekabet ve farklılık doğmasına neden olmaktadır. imkan sağlanacaktır.
Büyükşehir statüsünde olan illerde perakende satış yapan esnaf gerçek usulde vergilendirilmektedir. Ancak bu şehirlerde de zor şartlarda ayakta duran ve gerçek usulde vergi yükümlülüklerini yerine getiremeyen çok sayıda esnaf ve sanatkar bulunmaktadır. Bu ayrım kaldırılarak tüm illerde gerekli nitelikleri taşıyan küçük esnaf basit usulde, diğerleri gerçek usulde vergilendirilmelidir.
Tedbir 2.4 Meslek odalarına kayıtlı olmayan esnaf ve sanatkârın kayıt altına alınması için çalışma yapılacaktır: Bilindiği üzere, anonim ve limited şirketler, kuruluş işlemleri sırasında ticaret sicili memurluklarına başvurduklarında, şirket kuruluşunun tescili, vergi dairesi kaydı, defter tasdikleri ve Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili müdürlüğüne yapılacak bildirimler ticaret sicili memurluğunca yapılmakta ve bu sayede şirket kuruluşlarında bürokratik işlemler asgariye indirilmektedir.
Diğer taraftan, 5362 sayılı Kanunun 3’üncü ve 7’nci maddelerine göre, esnaf ve sanatkâr olabilmek için önce vergi mükellefi olma gereği, esnaf ve sanatkarların önce ilgili vergi dairesine, daha sonra esnaf ve sanatkâr sicili ile meslek odasına kayıt yaptırmalarını zorunlu kılmaktadır. Bu durum esnaf ve sanatkarların vergi dairesine kayıt yaptırdıktan sonra esnaf ve sanatkâr siciline ve meslek odasına kayıt yaptırmadan faaliyette bulunmalarının önünü açmaktadır.
Meslek kuruluşları açısından kayıt dışı faaliyette bulunan esnaf ve sanatkârların denetimi zorlaşmakta, özellikle ustalık belgesi gerektiren meslek kollarında faaliyette bulunan kayıt dışı esnaf ve sanatkârların ticari işlemlerinde kayıtlı olanlar için haksız rekabet yaratarak, diğer taraftan tüketicileri de mağdur edebilmektedir.
Bu sorunu gidermek amacıyla 04/01/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 223’üncü maddesinin 3’üncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmelidir:
“Defterler anonim ve limited şirketlerin kuruluş aşamasında, şirket merkezinin bulunduğu yer ticaret sicili memuru veya noter tarafından, esnaf ve sanatkarların işyeri açılışları sırasında, açılış işlemini tescil eden esnaf ve sanatkar sicil müdürü veya noter tarafından tasdik edilir.”
Böylelikle esnaf ve sanatkârların işyeri açılışlarının da tek bir merkezden yapılması ve böylelikle bürokratik işlemlerin azalmasının yanında kayıt dışı faaliyetlerin de önünde geçilmesi sağlanabilecektir.
Bunun yanında esnaf ve sanatkârların kayıt dışı faaliyetlerinin engellenebilmesi ve kontrolünün sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi amacıyla işe başlama prosedürünün tek bir merkezden gerçekleştirilebilmesi için vergi mükellefi olma şartı kaldırılmalıdır. Bunun için 5362 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendi yürürlükten kaldırılmalıdır. Bu düzenleme ile; esnaf ve sanatkarların faaliyete başlarken yerine getirmekle yükümlü oldukları bürokratik işlemlerin en aza indirilebilmesi için, tüm işlemlerin tek durak ofiste yapılabilmesine imkan sağlanmış olacaktır.
Mevzuatımızda; hiçbir meslek grubunun (tacir, avukat, mali müşavir, eczacı, doktor vs…) ilgili meslek odalarına kayıtlı olabilmeleri için, vergi mükellefiyeti şartı aranmamakta, bu şart sadece esnaf ve sanatkarlar için aranmaktadır. Bu durum, ticari faaliyetine başlayarak vergi mükellefiyetini tesis ettiren esnaf ve sanatkarların, esnaf ve sanatkarlar sicili ile esnaf ve sanatkarlar meslek odalarına kayıt yaptırmadan faaliyetlerini sürdürmelerine sebep olabilmektedir.
III- EĞİTİM VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİNİN GELİŞTİRİLMESİEsnaf ve sanatkar kesiminin en önemli çalışma alanlarından biri olan mesleki eğitim alanında çağdaş gelişmelere ve ihtiyaçlara uygun hizmetler sunulabilmesi için; hayat boyu öğrenme yaklaşımını esas alan, sürekli kendini yenileyebilen, güncel gelişmeleri takip edebilen, elektronik ortamı daha çok kullanan bir yapılanmaya gidilmesi ihtiyaç halini almıştır. 3.1 Esnaf ve sanatkârlara yönelik mesleki eğitimin geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi sağlanacaktır: 1- E-esnaf ve sanatkar veri tabanında ya da TESK tarafından kurulacak bir internet portalı aracılığı ile, esnaf ve sanatkar kesiminin mesleki eğitim ihtiyaçlarının düzenli ve hızlı şekilde belirlenebilmesi için gerekli elektronik altyapı kurulmalı ve bu veri tabanından elde edilecek bilgiler doğrultusunda, tespit edilen ihtiyaçlarının giderilmesi için ilgili kurum ve kuruluşların da katılımı ile mesleki eğitim faaliyetleri yerel düzeyde planlanmalıdır.2- Esnaf-sanatkar meslek kuruluşlarınca kurulan ve işletilen işletmelerüstü eğitim merkezlerinin yürütülmesinde ciddi sorunlar yaşanmaktadır. TESK yeni bir model arayışı içindedir. İşletmelerde verilemeyen pratik meslek eğitimlerini tamamlamak üzere kurulan işletmelerüstü eğitim modeli geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Diğer bir çok ülkede olduğu gibi bu merkezlere Devlet destek vermelidir. Bu kapsamda, ağırlıklı olarak esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşları tarafından kurulan ve işletmelerde verilen beceri eğitiminin eksikliklerinin tamamlandığı işletmelerüstü eğitim merkezleri, başta MEB olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşların da (TOBB, işçi ve işveren sendikaları, OSB ve KSS yönetimleri, yerel yönetimler gibi) içinde yer alacağı bir model çerçevesinde etkin hale getirilmelidir. Bu model işler hale getirilebilirse okul-işletme işbirliğinin sağlanabileceği ve eğitim-istihdam köprüsünün kurulabileceği en önemli araçlardan biri olacaktır. 3- Ülke genelinde ve yerel düzeyde işgücü ihtiyaç planlaması yaygın olarak yapılmamakta ve bu nedenle İŞKUR ile meslek kuruluşları arasında işbirliği arttırılmalıdır.3.2 İhtiyaç duyulan mesleklerde; esnaf ve sanatkârlara dönük geliştirme ve uyum kursları açılacaktır: Geliştirme ve uyum kurslarının açılmasında yine esnafın karşısına en önemli sorun olarak finansman çıkmaktadır. Bu alanda çözüm bekleyen önemli sorunlar; · Eğitim yeri ve eğitici temininde karşılaşılan güçlükler,· Esnafın düzenlenen eğitimlere ilgi göstermemesi, · İhtiyaç belirleme çalışmalarının düzenli olarak yapılmaması olarak sayılabilir.3.3 Çıraklık eğitimi kapsamındaki sorunların giderilmesine yönelik mevzuat düzenlenmesi yapılacaktır: 3308 sayılı Kanun kapsamında olan 133 meslek dalında eğitim süresi, içeriği, modüler programlarının uygulanması ile ilgili olarak sorunlar yaşanmaktadır.
3.4 Çıraklık eğitimi kapsamı dışındaki mesleklerde eğitime standart getirilecektir: TESK ve mesleki federasyonların işbirliği ile standart eğitim programları geliştirilmeli ve tüm teşkilat tarafından bu programlar kullanılmalıdır. Bu çalışmaların bir takvime bağlanması, süreci hızlandıracaktır. Aynı zamanda Milli Eğitim Bakanlığının bu çalışmaya destek vermesi çalışmanın başarısı açısından zorunlu görülmektedir.
3.5 Esnaf ve sanatkârlara ihtiyaçları doğrultusunda eğitim ve danışmanlık hizmetleri verilecektir: Esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarının danışmanlık ve eğitim hizmetlerinin, bu konuda uzman diğer kurumlarla işbirliği içinde birlikte sunulması, esnaf ve sanatkarlara hem de bu konuda uzman ve görevli olan kurumlara hedef kitleye ulaşma anlamında yarar sağlayacaktır.
IV- YENİLİKÇİLİK VE GİRİŞİMCİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ.
Esnaf ve sanatkar kesimi açısından, günümüzün acımasız ekonomik ortamında ayakta kalabilmenin en önemli kriterlerinden biri yenilikçi faaliyetleri hayata geçirmektir.
4.1 Esnaf ve sanatkârlara yönelik yenilikçi projeler desteklenecektir: Değişim ve dönüşüm sürecinden olumsuz anlamda en fazla etkilenen kesim olan esnaf ve sanatkarlarımızın bu süreci en az hasarla atlatması için yenilikçi projelere ihtiyacı bulunmaktadır. 4.2 Modern toplu taşımacılık yapılmasına dönük, yerel yönetimler ile ilgili esnaf kuruluşunun birlikte geliştirecekleri projeler desteklenecektir: Modern toplu taşımacılık yapılabilmesi için ulaştırma kesiminde yer alan esnafımız araç yenilemesine ihtiyaç duymaktadır. 4.3 İşini kaybeden veya bırakan esnaf ve sanatkârlara yönelik dönüşüm projeleri geliştirilecektir: E-esnaf ve sanatkar veri tabanından alınacak işyeri kapanmalarına ilişkin istatistikler doğrultusunda, en çok işyeri kapatan esnaf kesimi ve iller tespit edilmelidir. V- ALTYAPI, KÜMELENME VE ORTAKLIK FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ5.1 Esnaf ve sanatkârlar ile üniversite işbirliği geliştirilecektir: Esnaf ve sanatkar kesimi ile üniversiteler arasındaki bağların güçlendirilmesi özellikle yenilikçi fikirlerin ticarileşmesi açısından gerekli görülmektedir. 5.2 Esnaf ve sanatkârın faaliyet gösterdiği mekânların fiziki şartları iyileştirilecek ve yeni alışveriş mekânları oluşturulacaktır: Bu alanda sınırlı bazı örnek uygulamalar bulunduğu bilinmektedir. Yerel düzeyde esnaf teşkilatının görüşleri alınarak, bunun yanında özellikle tarihi-turistik bölgelere öncelik verilerek esnafın geleneksel kimliğini ön plana çıkaracak nitelikleri taşıyan mekanlar planlanmalıdır. 5.3 Esnaf ve sanatkârın ihtiyaç duyduğu standartlar geliştirilecektir: Birçok meslek dalında AB uyum süreci kapsamında zorunlu standartlar zaman zaman uygulamaya konulmakta ancak bu alanda bizzat esnaf ve sanatkarların bilgilendirilmesinde sorunlar yaşanabilmektedir. Zorunlu ya da ihtiyari standartları uygulamaya koyan kamu kurumlarının yerel düzeyde bilgilendirme çalışmalarına daha fazla önem vermesinde yarar görülmektedir.5.4 Esnaf ve sanatkârlara yönelik küçük sanayi sitelerinin yapımında TOKİ Başkanlığı imkânları kullanılacaktır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, TOKİ Başkanlığı ve TESK işbirliği ile, bu alanda mevcut K.S.S. planlamalarına uygun olarak yapılabilecek çalışmalar planlanmalıdır. 5.5 Esnaf ve sanatkârlara yönelik atölye, test analiz merkezi, AR-GE merkezi vb. ortak kullanım alanları oluşturulacaktır. Ortak kullanım alanları olarak teşkilatımızda örnek bazı proje uygulamaları gerçekleştirilmiştir. KOSGEB’in de bu alanda destekleri bulunmaktadır. Ancak bu ortak kullanım alanlarının proje destekleri sona erdikten sonra sürdürülebilirliğinin sağlanmasında sorun yaşanmaktadır. Özellikle finansman, zaten pahalı bir yatırımı gerektiren bu merkezlerin en önemli sorunudur. Teknolojinin hızla gelişmesi de bu merkezlerde sık sık yenileme gerektirmekte, esnaf teşkilatı ise bu pahalı gideri karşılayamamaktadır. 5.6 Esnaf ve sanatkârların kümelenme faaliyetlerinin desteklenmesi için çalışma grubu oluşturulacaktır. Esnaf ve sanatkar kesiminde kümelenme çalışmaları için aşağıda önerilen çalışmalar bir çalışma grubu marifetiyle geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir: 5.7 Esnaf ve sanatkârların birleşerek güç birliği oluşturmaları desteklenecektir. KOSGEB’in bu yönde uygulamaya koyacağı destek programları bulunmaktadır. Bu desteğin verimli işlemesi açısından uygulamaya geçmeden önce esnaf teşkilatının görüşleri alınmalıdır. VI- HUKUKİ DÜZENLEMELERİN YAPILMASI
6.1 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununda değişiklik yapılacaktır: Kuruluş kanunumuzda çelişkiler ve aksaklıklar bulunduğu bir gerçektir. Bu konuda önemli ve kapsamlı bir yasa değişikliği yapılması kesin bir ihtiyaç halini almıştır. Ancak, bu değişikliğin mutlaka esnaf teşkilatının görüşleri alınarak, Bakanlık ve TESK’in işbirliği ile hazırlanması, iyi bir tedvin çalışmasının vazgeçilmez ilk şartıdır. Aksi takdirde, yeni sıkıntılar doğması ve beklenen sonuçların elde edilememesi çok muhtemeldir. Kanun değişikliğinde özellikle; teşkilat birimlerinin güçlenmesi ve daha iyi hizmet sunar hale gelmesini ve teşkilatın gelirlerinin, daha çok mesleki faaliyet ve aktivite yapılmasına yetecek derecede arttırılmasını sağlayacak mali kaynakların yaratılması önem arz etmektedir.
6.2 5362 sayılı Kanun ile 5174 sayılı Kanun arasında ustalık belgesi istenilmesine ilişkin düzenlemelerde paralellik sağlanacaktır: 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 30’unu maddesinde; “Ustalık belgesine sahip olanlar ya da bunları işyerlerinde çalıştıranlar bağımsız işyeri açabilirler. Bu Kanun kapsamına alınan il ve mesleklerde; belediyeler ve işyeri açma izni vermeye yetkili diğer kurum ve kuruluşlar işyeri açacaklardan, meslek odaları ise işyeri sahibi olarak üye kaydı yaptıracaklardan, ustalık belgesi istemek zorundadır......” hükmü yer almaktadır. Söz konusu madde gereğince; işyeri açan kişinin bizzat ustalık belgesi sahibi olması ya da ustalık belgesi sahibi bir kişiyi yanında çalıştırması gerekmektedir. Sanayici ve tüccar niteliğine sahip kişiler göz önüne alındığında, bu kişilerin mutlaka kendilerinin ustalık belgesi sahibi olmaları gerekmemekte, 3308 sayılı Kanun kapsamına giren mesleklerle ilgili olarak kurdukları işletmelerinde ustalık belgesi sahibi kişileri çalıştırmaları yeterli olmaktadır.
Ancak, 18/05/2004 tarih ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 102’nci maddesinde yer alan “Ticaret siciline kayıtlı olanlardan 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda öngörülen ustalık belgesi istenmez.” hükmü ile, ticaret siciline kayıtlı olan gerçek kişi tacirler ile ticaret şirketi şeklinde kurulmuş işletmeler, 3308 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin uygulaması dışına çıkarılmıştır. Böylece ülkemizin mesleki eğitim sistemini ve iş yaşamını olumsuz etkileyen bir uygulamanın önü açılmıştır.
07 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 68’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (son) cümlesinde ise; “…….. 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunu kapsamına alınan il ve mesleklerde faaliyette bulunacak esnaf ve sanatkârlardan sicile kayıt sırasında meslek dalı ile ilgili ustalık belgesi istenir.” hükmü yer almaktadır.
3308, 5174 ile 5362 sayılı Kanunların ustalık belgesine ilişkin hükümleri içeren söz konusu maddeleri arasındaki çelişki, aynı sektörde faaliyet gösteren ancak farklı hukuki yapılara sahip gerçek ve tüzel kişiler arasında bir haksız rekabet yaratmıştır. Ayrıca esnaf-sanatkarlar odalarının oda kaydı sırasında ustalık belgesi ararken, ticaret ve sanayi odalarının aramaması, ustalık belgesi sahibi olmayan ancak esnaf-sanatkar niteliğinde bulunan meslek mensuplarının, gerçek kişi tacir olmadıkları halde mecburen ticaret ve sanayi odalarına kaydolmaları sonucunu doğurmuştur.
Yine ticaret siciline kayıtlı olanlardan ustalık belgesi aranmaması, mesleki eğitime olan ilgiyi de azaltmıştır. Ustalık belgesi olmadan da kapsama dahil mesleklerle ilgili işyeri açabileceğini bilen kişiler ne geleneksel yolla bir işyerinde mesleğini öğrenmekte ve ne de resmi çıraklık eğitimi sistemi içine girmeyi kabul etmektedir.
Bu soruna çözebilmek için; 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 68’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (son) cümlesi ile 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 102’nci maddesi yürürlükten kaldırılmalıdır. Yapılacak bu düzenleme ile; bir yandan yukarıda belirtilen çelişkili durum ortadan kaldırılacak, diğer yandan ülkemizin mesleki eğitimine de son derece önemli ve pozitif bir katkı sağlanmış olacak ve nihayet 3308 sayılı Kanunun 30’uncu maddesinin uygulanmasında haksız rekabete yol açan farklılıklar son bulacaktır.
6.3 TESK’in Milli Prodüktivite Merkezi’ne ödediği aidat kaldırılacaktır.TESK, 580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan düzenleme nedeniyle, bir evvelki yılda sağlanan fiili gelirlerinin %2’si oranında MPM’ye aidat ödemekle yükümlü bulunmaktadır. 08/04/1965 tarih ve 580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun 13’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan “Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Teşkilatı Konfederasyonu” ibaresi madde metninden çıkartılarak, TESK’in hizmetlerinden yararlanmadığı bu kuruluşa karşı ağır mali yükümlülüğü kaldırılmalıdır.
6.4 Elektrikle ilgili fen adamlarının görev, yetki ve sorumluluk sınırları yeniden değerlendirilecektir. Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki, Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik ile bu sektördeki kişilerin yetki sınırları belirlenmiştir. Söz konusu Yönetmelik bu anlamda bir yetki yönetmeliğidir. Ancak, bu sektörde faaliyet gösteren fen adamlarının yetki sınırları Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca çıkarılan elektrik ile ilgili başka teknik yönetmeliklerle daraltılmakta ve iş yapamaz hale getirilmektedir. Elektrik ile İlgili Fen Adamlarının Yetki, Görev ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilerek, söz konusu meslek mensuplarının 1989 yılındaki yetkilerine kavuşturulması sağlanmalıdır:
MADDE 4- Elektrik ile ilgili fen adamlarının görev, yetki ve sorumlulukları aşağıda belirtilmiştir.
1’inci Grup
a) Elektrik iç tesisi plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanması ve imzalanması işleri: Bağlantı gücü 50 KW’a kadar olan binaların elektrik iç tesisleri,b) Elektrik iç tesisi yapım işleri: Bağlantı gücü 1500 KW, 400 Volt’a kadar tesisler,c) İşletme ve bakım işleri: Bağlantı gücü 1500 KW’a kadar (35 KV dahil) tesisler,d) Kendileri tarafından yapılan tesislerin bakım, muayene, bağlantı, her türlü ölçümleri ve kabulü için gerekli işlerin tamamlanması, işlerinde yetkilidirler.2’nci Grupa) Elektrik iç tesisi plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanması ve imzalanması işleri: Bağlantı gücü 30 KW’a kadar olan binaların elektrik iç tesisleri,b) Elektrik iç tesisi yapım işleri : Bağlantı güçü 1250 KW 400 Volt’a kadar tesisler,c) İşletme ve bakım işleri : Bağlantı gücü 1000 KW’a kadar (35 KV dahil) tesisler,d) Kendileri tarafından yapılan tesislerin bakım, muayene, bağlantı, her türlü ölçümleri ve kabulü için gerekli işlerin tamamlanması, işlerinde yetkilidirler.3’üncü Grupa) Elektrik iç tesisi plan, proje, resim ve hesaplarının hazırlanması ve imzalanması işleri: Bağlantı gücü 16 KW’a kadar olan binaların elektrik iç tesisleri,b) Elektrik iç tesisi yapım işleri : Bağlantı gücü 750 KW 400 Volt’a kadar tesisler,c) İşletme ve bakım işleri : Bağlantı gücü 500 KW 400 Volta kadar tesisler,d) Kendileri tarafından yapılan tesislerin bakım, muayene, bağlantı, her türlü ölçümleri ve kabulü için gerekli işlerin tamamlanması, işlerinde yetkilidirler. 6.5 Ustalık belgesine sahip olan kişilerin, esnaf ve sanatkâr işletmelerinde sorumlu yönetici olmasına imkân tanınacaktır. 13/06/2010 tarihli ve 27610 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile esnaf ve sanatkar işletmeleri açısından bu sorun çözüme kavuşturulmuştur. 6.6 Esnaf ve sanatkârların kamu ihalelerine katılmaları kolaylaştırılacaktır. Kamu İhale Kurumunun, esnaf ve sanatkar kesiminin ihalelere katılımı ile ilgili yaklaşımı olumludur ve ortaya çıkan sorunlar kısa sürede çözüme kavuşturulmaktadır. Yerel düzeyde ihale açan kamu kurumları, bazen ihaleye katılacak olanları belirlerken ya da belge talep ederken esnaf açısından sorun yaratacak kriterler (ticaret odası üyesi olma ya da ticaret sicil gazetesi zorunluluğu gibi…) getirebilmektedir.
6.7 TESK’in Sosyal Güvenlik Kurumu yönetim kurulunda temsil edilmesi sağlanacaktır. 14/09/1971 tarih ve 13956 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 01/10/1972 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (BAĞ-KUR) Kanunu; adında da yer aldığı gibi öncelikle esnaf ve sanatkarların sosyal güvenliklerini sağlamak amacıyla çıkarılmıştır.
Esnaf ve sanatkarların sosyal güvenliğini sağlayan Bağ-Kur’un Yönetim kurulunda; esnaf ve sanatkarlar başlangıçta üç, 1982 yılından itibaren iki üye ile temsil edilirken, 2003 yılından itibaren temsilci sayısı bir üyeye indirilmiştir.
Diğer taraftan; Kurumun Şubat 2010 tarihli istatistikleri incelendiğinde; 4/a kapsamında işçi çalıştıran işyeri sayılarının faaliyet kollarına ve işyeri büyüklüğüne göre dağılımı incelendiğinde; toplam 1.197.779 işyerinin 775.185’inin 1-3 işçi, 179.406’sının ise 4-6 işçi çalıştıran esnaf ve sanatkarlara ait küçük işyerleri olduğu görülmektedir.
Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Kurulunun Toplanması, Çalışması, Temsilcilerin Görevlendirilmesi ve Yönetim Kurulunun Seçilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4’üncü maddesine göre; genel kurula temsilci gönderecek kuruluşlar ve bu kuruluşların göndereceği temsilci sayıları, genel kurul toplantısının yapıldığı yıldan bir önceki yılın sonu itibariyle kayıtlı üye sayıları dikkate alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenmektedir.
Tarım sigortalılarının kayıtlı oldukları ziraat odalarında; üyeler, asli ve fahri üye olarak sınıflandırılmakta ve aktif olarak çiftçilikle iştigal etmeyenler de ziraat odalarına üye olarak kayıt olabilmekte, bu da ziraat odalarına ait üye sayısının yüksek görünmesine yol açmaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununa göre ise; yalnızca vergiden muaf esnaf ile vergi kaydı olan ve aktif olarak esnaf ve sanatkarlık faaliyetinde bulunanlar esnaf ve sanatkarlar odalarına kayıt edilebilmektedir.
Dolayısıyla, fahri üyelerin de toplama dahil edilmesiyle ziraat odalarının üye sayıları, esnaf ve sanatkar odalarının üye sayılarından daha fazla olmaktadır. Bu durum, esnaf ve sanatkarların, Sosyal Güvenlik Kurumunun yönetiminde temsil imkanını ortadan kaldırmaktadır.
Kurumun 24 Kasım 2006 ve 04 Aralık 2009 tarihlerinde yapılan genel kurullarında, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanları temsil edecek olan bir yönetim kurulu üyesini seçmek üzere; kanunla kurulu en üst meslek kuruluşlarından en fazla üyeye sahip ilk üç kuruluş tarafından üye sayılarına orantılı olarak belirlenen 9 temsilciden; 5’i TZOB, 2’si TOBB, 2’si ise TESK adına davet edilmiştir.
Sosyal güvenlik kurumu yönetim kurulunda; işçi, işveren, kamu görevlileri ve emeklilerin ayrı ayrı temsil imkanı sağlanmakta iken, tarımda çalışanlar ile kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar (esnaf ve sanatkarlar) aynı statüde değerlendirilmiş, esnaf ve sanatkarların kurum yönetim kurulunda temsil imkanı kalmamıştır.
Gerek yanında çalıştırdığı sigortalı ve gerekse kendi adına prim ödeyerek Kuruma, gelir dengesinin iyileşmesi bakımından büyük oranda parasal katkı sağlayan esnaf ve sanatkarların; işçi, işveren temsilcilerinde olduğu gibi doğrudan yönetim kurulunda temsil edilmesi şeklinde düzenleme yapılması, hakkın ve hakkaniyetin gereği olduğu kadar, önemli bir eksikliğin giderilmesini de sağlayacaktır.
Bunun için 16/05/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 5’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (f) bendi eklenmelidir:
“(f) Kendi nam ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkarların en üst mesleki kuruluşu Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu tarafından belirlenen (3) temsilciden,”
(g) (f) bendi dışında kalan kendi nam ve hesabına çalışanların üye olduğu kanunla kurulu en üst meslek kuruluşlarından en fazla üyeye sahip ilk üç kuruluş tarafından üye sayılarına orantılı olarak belirlenen (9) temsilciden,”
5502 sayılı Kanunun 5’inci maddesindeki değişikliğe paralel olarak esnaf ve sanatkarların sosyal güvenlik kurumu yönetim kurulunda doğrudan temsilinin sağlanabilmesi için 5502 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere (h) bendi eklenmeli, mevcut (h) bendi (ı) bendi olarak yeniden düzenlenmelidir:
“(h) Kendi nam ve hesabına çalışan esnaf ve sanatkarları temsilen seçilecek bir üye,
(ı) (h) bendi dışında kalan kendi nam ve hesabına çalışanları temsilen seçilecek bir üye,”
VII- ESNAF VE SANATKÂRLARIN AB PROGRAMLARINDAN FAYDALANMASININ SAĞLANMASI.7.1 Esnaf ve sanatkârlar ve meslek kuruluşları AB programları hakkında bilgilendirilecektir: AB projeleri hakkında esnaf teşkilatında önemli bir bilgi birikimi bulunmaktadır. Ancak proje başvurularının değerlendirilmesi aşamasında çoğu kez kurumsal yeterlilik arandığından, daha önce proje uygulamış olanlar yeni projeleri belirlerken de daha şanslı olmaktadır. Bu nedenle belli meslek kuruluşları düzenli olarak proje yapmakta iken, önemli bir bölümü ise bu konuda halen hiçbir faaliyet göstermemiş durumdadır. Esnaf teşkilatı öncelikle ortak olarak proje tecrübesi edinmeye ve ilgili kurum ve kuruluşlarla ortaklık kurmaya yönlendirilmelidir. 7.2 Esnaf ve sanatkârlar ile meslek kuruluşlarının AB fonlarından yararlanmasına yönelik proje üretme kapasiteleri artırılacaktır.: Özellikle IPA uygulamaları hakkında esnaf ve sanatkarlar meslek kuruluşlarının proje üretme kapasitesinin geliştirilmesi önemli bir ihtiyaçtır. Bu alanda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların katılımı ile proje hazırlama kapasitesinin geliştirilmesi eğitim seminerleri düzenlenmesi yararlı olacaktır. Bu seminerler bölgesel olarak Bakanlık ve TESK tarafından gelecek çalışma dönemine yönelik olarak planlanmalıdır. Seminerlerde kullanılmak üzere kolay anlaşılır ve güncel eğitim materyalleri hazırlanmalıdır.